İçme Suyu Standartları

Temiz içme suyu kaynaklarının giderek azalması, bu suların daha iyi denetlenmesini zorunlu kılmaktadır. İçme suyu standartları içme sularında izin verilebilecek maksimum kirletici konsantrasyonlarını belirler. İçme suyu standartları ülkeden ülkeye değişebilmektedir. Bu durum farklı ülkelerde güvenli içme suyu kavramının farklı algılandığını göstermektedir. Bu çalışmada içme suyu kirleticileri hakkında bilgi verilerek, bazı uluslararası ve ulusal içme suyu standartları Türk İçme Suyu Standartları ile karşılaştırılmıştır.

İçme Suyu Standartları

İçme suyu standartları halka sürekli olarak belli bir kalitede su temini amacına yönelik olarak çıkarılmaktadır. Gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde ve uluslararası standartlarda her parametre için iki farklı değer bulunduğu göze çarpmaktadır. Bu iki listeden standardı daha gevşek olanı: uygulama zorunluluğunu, diğer liste ise önerilenleri göstermektedir. Daha yüksek standardı gösteren listeye uygun olarak su temin edildiğinde, hem kirletici seviyelerinin halk sağlığını etkilemeyecek düzeyde olduğu:  hem de estetik (tat, koku, renk vb. ) ve kozmetik (cilt ve dişler üzerinde etki) kriterlerin göz önüne alındığı anlaşılmaktadır. Maksimum kirletici konsantrasyonu ise sağlık için gerekli asgari koşulları ifade etmektedir.

Ülkemizde içme suyu standartları Türk Standartları Enstitüsü tarafından çıkarılmaktadır. İlk olarak Nisan 1965’de çıkarılan Türk İçme Suyu Standartlar (TS 266), 1997 yılında revize edilerek daha kapsamlı hale getirilmiştir. Tablo 1’ de Türk İçme Suyu Standartları ile ABD’de EPA (Environmental Protection Agency) tarafından çıkarılmış standartlar Avrupa Topluluğu standartları ve Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) standartları karşılaştırılmalı olarak verilmiştir.

İçme suyu kalite kriterleri

İçme suyunda dikkate alınması gereken parametre sayısı o kadar yüksektir ki bir suyun içilip içilmeyeceğine karar vermek için bu kadar çok parametrenin analizi (özellikle sentetik organik kimyasallar) imkansız hale gelmektedir. Bu nedenle bazı özel parametreler verilerek (örneğin TOC, TDS gibi) birçok kimyasalın analizi yerine tek bir analizle yetinilmeye çalışılmaktadır. Bazı durumlarda da toplam pestisit konsantrasyonu gibi standartlarla uygulamada kolaylık sağlanmaya çalışılmaktadır.

No comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir