Gazete Röportajı

admin

miliyet

20014-2015 yılına ait projeleriniz nelerdir?

Kayalar Su Tanker ile içme suyu sektöründe 1994 yılından beri lider bir firma olarak hizmet vermektedir.Tanker filomuzla haftanın 7 günü 24 saat hizmet veren firmamız ,2013 projesi belli olan kaynak suyu tesislerimiz açılcaktır.Bu bağlamda pet bardak su ve damacana su üretimi için proje olarak çalışmalar ve pet bardak su kalıp ve dizayn olarak resimleri bitirilmiştir.

Öncelikli amacımız, ürünlerimizin tüm Türkiye’de bulunabilirliğini sağlayarak ulusal marka olmak. İkinci amacımız ise, Avrupa ve Asya ülkelerine ihracatımızı artırarak uluslararası marka bilinirliğimizi sağlamaktadır.

Sektörde damacana suyun tüketim olarak yeri nerededir?

9.0 milyar litreye kadar büyüyen satış hacminin %75’ini damacana sular oluştururken, geriye kalan %25’lik kısmını PET sular oluşturmaktadır. 2 milyar TL’lik hacmine ulaşan ambalajlı suyun 1.5 milyar TL’lik kısmını damacana su oluşturuyor.

Sektörde üretici firmaların sıkıntıları nelerdir?

Sektörün büyük sıkıntılarından biri kaçak dolum yapan işletmelerdir. Bu tür kaçak dolum yapan tesisler yönetmelik şartlarını yerine getirmediklerinden dolayı, nihai tüketici için sağlık açısından çok büyük tehlikeler doğurmaktadır. Ayrıca piyasaya sağlıksız ürünler sunarak haksız rekabet oluşturmaktadır.

Türkiye pazarından beklentileriniz nelerdir?

Türkiye içecek pazarı gittikçe büyüyen ve ürün gamı genişleyen bir yapı halini almaktadır. Bu durum ise özellikle yabancı kaynaklı şirketlerin iştahını kabartmaktadır. Daha öncede belirttiğimiz üzere haksız rekabetin sağlanması ve kaliteli üretimin özendirilmesi bizim için bir avantaj olacaktır. İstanbul içerisinde konuşlanmış olan Kayalar Su, nakliye açısından büyük bir avantaj sağlamıştır. Bu açıdan firmamız kaliteli suyu uygun fiyatlarla tüketicisine ulaştırabilmektedir. Arazisinin büyüklüğü ve kaynaklarının güçlü olması gibi birtakım doğal avantajları elinde bulunduran Kayanak su  firmaları, bu artılarını ileri teknoloji ile destekleyerek tüketicisinin beğenisini kazanmıştır.

Şirket içi yapılanmanız ve kalite politikanız hakkında bilgi alabilir miyiz?

Şirket içi yapılanmamızın başında kurumsal kültürümüzü oluşturarak, kurumsallaşmak ve markalaşmak amacı vardır. Globalleşen dünyamızda işletmelerin en büyük amacı; kurumsallaşmak ve markalaşmaktır. Bu süreç işletmelerde verimliliği artıracak orta ve uzun vadede istikrar sağlayacaktır. Kurumsallaşmak ve markalaşmak, bir işletme için sürekli geliştirilmesi gereken bir olgu haline gelmiştir. İşletmeler ürünlerinde sunduğu fayda ve kalite ile farklılaşarak rakiplerine göre bir adım daha öne çıkmaya çalışırlar. Dolayısıyla ürettikleri ürünün her zaman bulunmasını kolaylaştırarak etkili satış taktikleri geliştirirler. Günümüzde müşteri ilişkilerini başarıyla yönetenler ve dünyayı iyi takip edenler markalaşabilecektir. Firmamızın markalaşması için, sürekli yeni verilerin toplanması, yeni fikirlerin üretilmesi için tüm ekip arkadaşlarımla birlikte ne gerekiyorsa yapıyoruz.

Kurumsallaşma ve markalaşma stratejinizi nasıl belirliyorsunuz?

Kurumsallaşmak ve markalaşmak bir ürünü üretmekle değil, üretilen ürünü iyi pazarlamakla başlar. İşletmelerin varlığının asıl amacı üretilen ürünü en az maliyetle, en hızlı ve en doğal haliyle tüketiciye ulaştırabilmektedir. Dolayısıyla kurumsallaşmak, şimdiye kadar düşünülenin aksine üretimde sağlanan başarıdan ziyade pazarlamada sağlanan başarı ile başlar. Bu alanda başarı sağlayıp kurumsallaşmak ve markalaşmak için, tüm çalışanlarımız, kendilerini pazarlama departmanının temsilcisi olarak görürler, markanın tanıtımından ve satışından kendilerini sorumlu hissederler. Tüm çalışanlarımızın farklı fikirler geliştirebilmeleri, üretime ve dağıtıma katkıda bulunabilmeleri, müşteriyle ilişkide etkin sunumlar yapabilmeleri, yaratıcı ve stratejik düşünmeleri için sürekli hizmet içi eğitim ve seminerlere alınırlar. Kurumsallaşma ve markalaşmaya katkıları ancak böyle olur.

Kısacası, kurumsallaşmak ve markalaşmak için dönüşüme önce çalışanlarımızdan başlamalıyız. Öncelikle işletmemizin çalışanlarından başlamak koşulu ile işletmemizle direk ilişki içinde olduğu ve iş yaptığı işletmelerin çalışanlarını da hizmet içi eğitime alarak işletmemizin misyonunu ve vizyonunu öğretiyoruz.

Türkiye içecek sektörünün geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de kişi başına ambalajlı su tüketimi 110 litreye kadar çıkıyor. Bu oran Fransa’da 142 litre, İtalya’da 176 litre, İspanya’da ise 143 litredir. Görüldüğü gibi Türkiye su tüketiminde de Avrupa ortalamasının oldukça gerisindedir. Türk insanının ekonomik ve kültürel düzeyi arttıkça ambalajlı su tüketimide hızla artacaktır.

Ayrıca ülkemiz doğal kaynak suyu rezervleri bakımından çok zengin bir ülke değildir. Daha doğrusu dünyamız içme suyu fakiri bir gezegendir. Şöyleki; yeryüzündeki suların %97’si tuzlu, %3’ü ise tatlı sudur. Tatlı su kaynaklarının; %97’si kutuplardaki buz dağlarından, %2’si derin sulardan oluşmaktadır.

Nihai kullanıcı su seçiminde nelere dikkat etmelidir?

Kesintisiz sürdürülebilir kaliteli hizmet, kaliteli ürün, uygun fiyat. Yani toplam kalitede sağlanan fayda realizasyonuna dikkat etmelidir.

Sayın Hamit Bey; bu keyifli sohbet için teşekkür ederiz.

No comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir