Ülkemizde İçme Suyu

Ülkemizde geçerli içme suyu standartları oldukça kapsamlı olmakla  birlikte,ülke genelinde bu standartlara uyulduğunu söylmek zordur.

Özellikle yeraltısularının içme suyu kaynağı olarak kullanıldığı bölgelerde yeraltısuları çekilmekte ve çoğu kez klorlama işlemine
dahi taib tutulmamaktadır.
Ülkemizde gerek doğal kalitesi nedeniyle gerekse kirlenme nedeniyle içme suyu standarlarını sağlayamayan ancak içme suyu olarak kullanılan su kaynakları mevcuttur.Ülkemizde zaman zaman doğal kalitesi içme suyu standartlarını sağlamayan sularla(yüksek radyoaktiviteli,tuzlu)karşılaşılabilmektedir.İçme suların radyum kemik kanserine yol açması nedeniyle büyük önem taşımaktadır.Amerikan Çevre Koruma dairesi(Environmental Protection Agency) İçme suların 5 pC radyum  bulunmasının bir milyon  kişide 44 kanser vakasına sebep olduğunu belitmektedir.Özellikle küçük yerleşim yerlerinde analiz yapılmaması nedeniyle içme suların yüksek radyoaktivitenin bulunduğu durumlar hastalık sıklığı gibi olaylarla ortaya çıkarılabilmektedir.Ülkemizde içme sularında radyoaktivite taramasına ihtiyaç vardır.Radyum giderini ev tipi su yumuşatıcılarını gerçekleştirilebilmektedir.Sentetik zeolitlerle radyum yaklaşık %90 oranında uzaklaştırılabilmektedir. Ülkemizde içme suyu standartları Amerika ve Alman içme suyu standartları ile karşılaştırıldığında özellikle organik kimyasallar açısından bazı eksiklikleri göze çarpmaktadır.Ülkemizde halen yoğun tarımsal faaliyetler sürdürülmekte olduğundan pestisitlerin daha iyi denetlenmesi gereklidir..Ancak pestisit analizi gaz kromatografisi ve kütle spektroskopi gibi pahalı ve karmaşık cihazları gerektirdiğinden analizlenmesi kolay değildir.Bu nedenle ülkemizde ekonomik koşullar göz önünde bulundurarak,en azından yoğun tarımsal faaliyetlerin sürdürüldüğü ve pestisitlerin özitlenerek ime sularına geçme ihtimalinin bulunduğu yerlerde kalıcı,toksik ve kanser yapıcı pestisit türlerinin
analizlenmesi uygun olacaktır.
Yeraltısularının kalitesinin korunumuna ilişkin bir diğer önemli husus kuyu ruhsatlandırılması ile ilgilidir.Ülkemizde çok sayıda truhsatsız kuyu bulunması ve kaçak çekim,yeraltısıyı ve eskiden içilebilir nitelikteki su kaynakları günümüzde yanlızca kullanma suyu olarak değerlendirilebilmektedir.Yeraltısuyu kalitesi açısından bakıldığında en yagın kirlilik sızdırmalı foseptiklerden kaynaklanmaktadır.Bzı yazlık sitelerde,foseptiklerin ve içme suyu kaynağı olarak kullanılan kuyuların yakın mesafede yer almakta,yapılan analizler sularda koliform bakteri varlıpına işaret etmektedir

Ülkemizde geçerli içme suyu standartları oldukça kapsamlı olmakla  birlikte,ülke genelinde bu standarlara uyulduğunu söylmek zordur.Özellikle yeraltısularının içme suyu kaynağı olarak kullanıldığı bölgelerde yeraltısuları çekilmekte ve çoğu kez klorlama işlemine dahi taib tutulmamaktadır.Ülkemizde gerek doğal kalitesi nedeniyle gerekse kirlenme nedeniyle içme suyu standarlarını sağlayamayanancak içme suyu olarak kullanılan su kaynakları mevcuttur.Ülkemizde zaman zaman doğal kalitesi içme suyu standartlarını sağlamayan sularla(yüksek radyoaktiviteli,tuzlu)karşılaşılabilmektedir.İçmesuların radyum kemik kanserine yol açması nedeniyle büyük önem taşımaktadır.Amerikan Çevre Koruma dairesi(Envirınmental Protection Agency)İçme sıların 5 pC radyum  bulunmasının bir milyon  kişide 44 kanser vakasına sebep olduğunu belitmektedir.Özellikle küçük yerleşim yerlerindeanaliz yapılmaması nedeniyle içme suların yüksek radyoaktivitenin bulunduğu durumlar hastalık sıklığı gibi olaylarla ortaya çıkarılabilmektedir.Ülkemizde içme sularında radyoaktivite taramasına ihtiyaç vardır.Radyum giderini ev tipi su yumuşatıcılarlagerçekleştirilebilmektedir.Sentetik zeolitlerle radyum yaklaşık %90 oranında uzaklaştırılabilmektedir.
Ülkemizde içme suyu standartları Amerika ve Alman içme suyu standartları ile karşılaştırıldığında özellikle organik kimyasallar açısından bazı eksikliklikler göze çarpmaktadır.Ülkemizde halen yoğuntarımsal faaliyetler sürdürülmekte olduğundan pestisitlerin daha iyi denetlenmesi gereklidir..Ancak pestisit analizi gaz kromatografisi ve kütle spektroskopi gibi pahalı ve karmaşık cihazları gerektirdiğindenanalizlenmesi kolay değildir.Bu nedenle ülkemizde ekonomik koşullar göz önünde bulundurarak,en azından yoğun tarımsal faaliyetlerin sürdürüldüğü ve pestisitlerin özitlenerek ime sularına geçme ihtimalinin bulunduğu yerlerde kalıcı,toksik ve kaner yapıcı pestisit türlerininanalizlenmesi uygun olacaktır.
Yeraltısularının kalitesinin korunumuna ilişkin bir diğer önemli husus kuyu ruhsatlandırılması ile ilgilidir.Ülkemizde çok sayıda truhsatsız kuyu bulunması ve kaçak çekim,yeraltısıyı ve eskiden içilebilir nitelikteki su kaynakları günümüzde yanlızca kullanma suyu olarak değerlendirilebilmektedir.

Yeraltısuyu kalitesi açısından bakıldığında en yagın kirlilik sızdırmalı foseptiklerden kaynaklanmaktadır.Bzı yazlık sitelerde,foseptiklerin ve içme suyu kaynağı olarak kullanılan kuyuların yakın mesafede yer almakta,yapılan analizler sularda koliform bakteri varlıpına işaret etmektedir

No comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir